Solunum Kas Gücündeki Düşüşler SMA Tipleri İle Bağlantılı Olabilir Mi?

Popülasyona dayalı doğal bir tarih çalışması solunum kas gücünün SMA tipleri arasında zamanla azaldığını göstermiştir.



Solunum kas gücü, erken başlangıçlı spinal müsküler atrofi (SMA) formlarına sahip kişilerde daha ciddi şekilde etkilenmesine karşın popülasyona dayalı bir doğal tarih çalışmasından elde edilen veriler, genellikle SMA tipleri 1 ila 3 arasında zamanla azaldığını göstermiştir. Araştırmacılar, solunum gücü ölçümlerinden biri olan en yüksek ekspiratuar akışının, çoğu tipte zaman içinde istikrarlı bir şekilde azaldığını ifade etmişlerdir. Ayrıca, bunun uzun vadede ve klinik deneylerde tedavi etkinliğini değerlendirme potansiyelini vurguladığını belirtmişlerdir. Orphanet Nadir Hastalıklar Dergisi'nde "Spinal müsküler atrofide solunum kas gücünün doğal tarihi: ileriye dönük bir ulusal kohort çalışması" çalışması yayınlanmıştır. SMA, istemli hareketi kontrol eden özel sinir hücreleri olan motor nöronların ilerleyici kaybı ile karakterize edilir, bu da kas zayıflığına ve israfına neden olur. Bu sadece motor fonksiyonla ilgili kasları değil, aynı zamanda göğüs duvarını ve nefes almayı, özellikle ekshalasyon veya ekspirasyonu destekleyen kasları da etkiler. Araştırmacılar, solunum kası zayıflığının, öksürükte bozulmaya, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonlarına ve sonunda solunum yetmezliğine neden olabileceğini belirtmişlerdir. Bu nedenle, solunum komplikasyonları, özellikle daha şiddetli SMA tiplerinde, SMA'da ana ölüm nedenidir. Bununla birlikte, SMA ve farklı türlerinin zaman içinde kas solunum gücünü nasıl etkilediği belirsizliğini korumaya devam etmektedir. Ek olarak, solunum kas gücü testleri, solunum problemlerini daha sık kullanılan ekspiratuar akciğer fonksiyonu ölçümlerinden daha erken tespit edebilmektedir. Araştırmacılar, solunum kas gücünün doğal geçmişine ilişkin gelişmiş içgörülerin, terapötik yönetime rehberlik edebileceğini, destekleyici bakımın zamanlamasını iyileştirebileceğini ve hastaların daha uzun süreli takibi veya tedavi etkinliği değerlendirmeleri için bir sonuç ölçüsü olarak kullanımını kolaylaştırabileceğini ifade etmişlerdir.

SMA hastalarında solunum kas zayıflığını tespit etmek için hassas bir tarama parametresi

Bu düşünceyle, Hollanda'daki Utrecht Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, herhangi bir klinik araştırmaya girmeden veya hastalığa özgü tedavi görmeden önce SMA tipleri 1, 2 ve 3 olan 52 kadın ve 28 erkekten oluşan 80 çocuk ve yetişkinde solunum kas gücünü ve zamanla nasıl değiştiğini analiz etmişlerdir. Çalışmaya katılan hastaların çoğunun, SMA tip 2 (32 tip 2a ve 22 tip 2b), 20'sinin tip 3 (16 tip 3a ve dördü tip 3b) ve altısının tip 1c tanısı almış hastaları içerdiği bildirilmiştir. Bebeklik döneminde başlayan SMA tip 1, en yaygın ve ikinci en şiddetli hastalık türü olmakla birlikte tip 2 ve 3 ise daha hafif şiddette, özellikle tip 3 ile karakterize geç başlangıçlı formlardır. Araştırmacılar her tip üç alt gruba ayrılabilir (a , b ve c) artan başlangıç ​​yaşı ile birlikte, a alt tipinin en şiddetli olanı olduğunu belirtmişlerdir. Yaşları 4,1 ile 66.6 arasında değişen hastalarda solunum kas fonksiyonunun toplam 2.172 ölçümü analiz edilmiştir. Bu non-invaziv önlemlerin, maksimum ekspiratuar ve inspiratuar basıncı (PEmax ve PImax), burun çekme inspiratuar basıncını (SNIP), en yüksek ekspiratuar akışı (PEF) ve en yüksek öksürük akışını içerdiği bildirilmiştir. PEmax ve PEF, ekspiratuar kas gücünün farklı ölçümleri olmakla birlikte PImax ve SNIP ise inspiratuar veya inhalasyon kas gücünü yansıtmaktadır. Pik öksürük akışı veya öksürük sırasında üretilen maksimum hava akışı, öksürük yeteneklerini ve gücünü değerlendirmek için kullanılmaktadır. Araştırmacılar bu analizin, akciğer fonksiyon bulgularının daha önce bildirildiği daha geniş bir prospektif doğal öykü çalışmasının parçası olduğunu belirtmişlerdir. Sonuçlar, tüm gruplarda SMA hastalarının tüm ölçümlere göre genel olarak normalden daha düşük solunum kas gücüne sahip olduğunu göstermiştir. Bu solunum kas zayıflığının, hastalığın daha şiddetli formları olanlarda daha belirgin olduğu bildirilmiştir. Tip 1c hastalarda yaşla birlikte ekspiratuar, inspiratuar ve öksürük kuvvetinde hiçbir iyileşme görülmezken, diğer gruplar için genellikle ergenlik veya yetişkinlik döneminde iyileşmeler ve ardından düşüşler gözlenmiştir. PEF ile değerlendirildiği üzere ekspiratuar kas gücü, SMA tipleri arasında yılda %1-2'lik sabit bir düşüş göstermiş ve bunun tüm SMA hastalarında hastalık ilerlemesini izlemek için kullanılabileceğini düşündürmüştür. Daha şiddetli hastalığı olan hastaların başlangıçtan itibaren daha düşük PEF değerleri gösterdiği göz önüne alındığında, tip 1c-2'de erken çocukluk döneminde ve tip 3a'da ergenlik döneminde PEF normalin altına düştüğü bildirilmiştir. Araştırmacılar ayrıca, PEmax/PImax oranının tüm SMA tiplerinde yaşam boyunca  1'den düşük olduğunu ve bunun en çok ekspiratuar kasların etkilendiğini gösterdiğini ifade etmişlerdir. Araştırmacılar, bu sonuçların PEmax'ı SMA hastalarında solunum kas zayıflığını tespit etmek için hassas bir tarama parametresi olarak önerdiğini sözlerine eklemişlerdir. Araştırmacılar, daha şiddetli tiplerin daha büyük bir etki gösterdiğini, bu bulguların solunum kas gücünde ve SMA türleri arasında ilerleyici düşüşünde açık farklılıklar olduğunu vurguladığını belirtmişlerdir. Ekip ayrıca, PEF’nin, hastaların daha uzun vadeli takibi ve tedavi etkinliği değerlendirmeleri için kullanılacak en uygun önlemler arasında olduğunu belirtmiş ve bu doğal geçmiş verilerin, bu tür uzun vadeli değerlendirmeler için bir referans olarak hizmet edebileceği sonucuna varmıştır.

REFERANSLAR

  1. Marta Figueiredo PhD,  SMA Severity Linked to Greater Declines in Respiratory Muscle Strength, SMA News Today (https://smanewstoday.com/news-posts/2022/03/09/sma-severity-linked-greater-declines-respiratory-muscle-strength-natural-history-study/), March 9, 2022, Erişim Tarihi:02.04.2022